Hoş Geldiniz / Wellcome

Merhaba,

Beni tanıyan ya da tanımayan tüm misafirlerime en içten sevgilerimi ve saygılarımı sunarım. Umarım sayfamı ziyaretinizin sonucunda beklentilerinizin karşılığını almış olursunuz. İyi eğlenceler....


Hello,

Wellcome my page, i offer my most sincere my love and respect to all our guests. I hope you are getting value for your expectations as a result of your visit to my page. Have fun....

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Yaşama Dair

Yaşamdan ve gelecekten pek çok beklentilerimiz vardır. Hedefler, planlar, projeler. Sürekli bir koşuşturma ve didinme halindeyizdir. Mutlaka başarılması gereken görevler ve bitirilmesi gereken işler vardır. Çoğu zaman bu döngü içerisinde kendimizi unuturuz ve arkamıza dönüp baktığımızda yapmak isteyip de yapamadığımız pek çok planımızın olduğunu görürüz. Aslında bu yapamadıklarımıza plan değil de gereksinim demek daha doğru olabilir. Çünkü; planlanan işler belirli bir ön hazırlık ve alt yapı çalışmasından sonra hayata geçirilir. Zaten bu durumlarda da iyi ya da kötü bunları uygulamaya koymuşuz demektir. Sonucu başarılı ya da başarısız olabilir, önemli olan planın uygulamaya konulmuş olmasıdır.

İş Ve Daha Çok İş...
Yapamadıklarımıza gelince... Hayatımız boyunca bir çok ünvanı bir arada taşırız. Önce bebek olarak başlayıp; evlat, kardeş, torun, yeğen, kuzen gibi. Daha sonra da öğrenci, stajyer, asker, memur, işçi, patron ya da sevgili, arkadaş, dost, anne, baba gibi. Bu saydığım ünvanlar hayatımızda ne kadar çok yer almaya başlar ise hayatımız o kadar çok karmaşık bir hal almaya başlıyor. Bunlar yaşamın gerekleri, olmazsa olmazları ancak; kimi zaman bir ünvamızın verdiği sorumluluk hayatımızda yer alan bir diğer sorumluluğumuzu ihmal etmemize neden olabiliyor. İş hayatımızdaki stresler ya da yoğun mesailer ailemize ya da sevdiklerimize yeterince zaman ayıramama veya kırıcı davranma gibi sonuçlar doğurabiliyor. Ya da tam tersi; ailemizde yaşadığımız sıkıntılar iş hayatımızdaki verim ve performansımızı olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bazen dengeyi kurmak ve bunu sürekli hale getirmek oldukça zor olabiliyor. 

Çalışmaya Devam...
Bu kadar sorun ve stres arasında istemeyerek de olsa yaptığımız en önemli hatamız çocuklarımıza yeterince zaman ayıramamak ve onlardan gelen istekleri ertelemek. Oysa zaman o kadar hızlı akıp gidiyor ki; o istekler bir zaman geliyor ve anlamını yitiriyor. İş dönüşü bizi evin kapısında içten bir gülümseme ve inanılmaz bir enerji ile karşılayan çocuklarımıza önce bir soluklanayım diyerek içeri giriyoruz. Sonrasında yemek ve derleme toplama işleri. Yorgunluk iyice artıyor, tabi bu arada da çocuğun uykusu geliveriyor. Bugün, yarın derken haftalar, aylar ve yıllar geçiyor. Bir de bakmışız ki o minicik yavrumuz artık yuvadan uçacak hale gelivermiş. Çoğu zaman bizi beklerken uyuya kalan, uyurken koklayıp sevdiğimiz dünya tatlımız kocaman olmuş. Oysa ertelediğimiz ne masum istekleri vardır; belki top oynamak, belki parka gitmek yada alışverişe. Burada ana tema bizler ile zaman geçirme isteğidir. Ne olduğu önemli değil aslında önemli olan çocuğumuz ile geçireceğimiz sınırlı zamanları bir şekilde ertelememiz ve yaşayamamış olmamız. 

Mutluluk İşte Budur...
Aslında hayat o kadar kısa ki, göz açıp kapayıncaya kadar geçiveriyor. Her şeyi yerinde ve zamanında yaşayabilmiş olmak çok önemli. Keşkeler çoğu zaman çözüm yerine acı veriyor. Elimizde olan değerlerin kıymetini varlığında bilelim ve onların bizler için ne kadar değerli olduklarını söyleyelim ve hissettirelim.

Umarım tüm yaşamınız boyunca keşkeler hayatınızda pek yer bulmaz. Sağlık ve sevgiyle kalın.

M. Turgay YÖŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder